Psikolojik Danışmanlık ile beraber Diyetisyenlik yaptığım için, insanların yeme alışkanlıklarının psikolojisine bağlı olarak değişebileceğini, hatta diyete devam etmelerinde psikolojinin çok büyük bir rol oynadığını biliyorum. Bu yüzden danışanlarıma program verirken, bu programın onların psikolojisini nasıl etkileyeceğini de göz önünde bulunduruyorum.
Çoğu danışanımdan edindiğim tecrübeye göre, çoğu insan ancak fiziksel bir problemin varlığını kabul ettiğinde diyetisyene başvuruyorlar. Bu durumun bile insanların psikolojisi üzerinde çok büyük bir etkisi var. Diyete devam etmek için psikolojinin de hazırlanan programa uygun olması gerekiyor.
İdeal bir Dünya'da Diyetisyenlere sadece sorunu olduğunu düşünen kişiler değil, herkesin başvurması gerekiyor. Çünkü sağlıklı beslenmek tüm insanların yapması gereken, kazanması gereken çok önemli bir alışkanlık. Bu yüzden danışanlarıma hizmet verirken psikolojik durumlarına çok önem veriyorum. Aslında herkesin sağlıklı beslenmesi gerektiği fikrini aşılıyorum.
İşte bu ideal Dünya için, idealist bir Diyetisyen olmak gerekiyor. Danışanlarıma da her zaman bu Dünya'nın yeni parçaları olarak bakıyorum. Onlara diyetin aslında korkulacak bir şey olmadığını, aslında beslenme normalinin bu olduğu fikrini aşılayarak, doğru beslenme alışkanlığını çok daha kolay kazanmalarını sağlıyorum.
Ayrıca seans olarak şuan için yapmıyorum. Fakat beslenme programı hazırlarken, danışanlarımın hayatlarına dokunmam gerekiyor. Beslenme alışkanlığı değiştirmek kolay bir iş olmadığı için aslında psikolojik danışmanlıkta yapmış oluyorum.
Danışanlarıma program hazırlarken mutlaka önce sohbet ederek ihtiyaçlarını anlıyorum. Buna göre program hazırlayarak aslında bir nevi yapmış oluyorum.
Diyetisyen sadece insanların bedenini şekillendirmeye çalışmaz. Diyetisyenler insanların yeme alışkanlıklarını değiştirmeye çalışır. Yeme alışkanlıklarına etki eden en büyük faktör tabii ki psikolojidir.
Diğer Diyetisyenlerden en büyük farkım, aynı zamanda Psikolojik Danışman olmam. Ayrı şekilde seans olarak yapmasam bile, danışanlarıma her zaman psikolojik destek veriyorum. Ölçümleri yapılan kişiye direk uygun programı yazıp göndermek yerine onları dinliyorum, ihtiyaçlarını anlıyorum ve günlük rutinlerine en kolay gelecek, en verimli programı hazırlıyorum.
Bu sayede danışanlarım her zaman mutlu şekilde ayrılıyorlar. Programı bırakma, programdan sapma ve ya psikolojik olumsuzlukları çok çok daha az yaşıyorum. Danışanlarıma her zaman sağlıklı ve mutlu alışkanlıklar kazandırmak beni de motive ederek yaptığım işe bağlanmamı sağlıyor.
Psikolojik Danışmanlık aslında Diyetisyenlik ile iç içe olması gereken bir alan. Çünkü bariz bir şekilde önce insanın psiklojisinin hazır olması gerekiyor. Psikolojisi hazır olmayan bir insandan yeme alışkanlığını komple bir anda değiştirmesini bekleyemezsiniz. Bu yüzden değerlendirme yapılmadan programı hazırlanan insanlar programı düzgün uygulayamıyor, programından sapıyor veya bırakıyor.
Aslında psikolojisini hazırlamak için insanlar bir yerden destek alabilirler. Örneğin, bir psikoloğa danışabilirler. Yeme alışkanlıklarını değiştirmek için psikologlar etkili bir şekilde destek verebilir. Fakat diyet programının hazırlanması için Psikolog ile Diyetisyenin görüşmesi gerekir, ki bu çok meşakatli ve uzun süren bir iletişim gerektirir.
İşte tam burada, Psikolojik Danışmanlık yapmamın çok faydasını görüyorum. Danışanlarım yeme bozuklukları için ayrı şekilde bir yere başvurmadan, direk beslenme programı ile beraber o desteği alabiliyorlar. İki yere ayrı ayrı başvurmadan ilerlediğimiz için, çok daha verimli ve güzel sonuçlar elde ediyoruz.
Öncelikle programa kan tahlili sonucu görmeden başlamıyorum. Ayrıca ilk seeansımızda ayrıntılı bir tanıma analizi yapıyoruz. Psikolojik Danışmanınız olarak Diyetisyenlik ile beraber verdiğim bu hizmet sayesinde, yeme saatlerinizi, yeme düzeninizi, yeme alışkanlıklarınızı, sevip sevmediğiniz besinleri vb. şeyleri öğrenerek kalori ihtiyacınızı, sağlık durumunuzu ve yaşam alışkanlıklarınızı öğreniyorum.
Bu analiz ile verilerinizi değerlenirerek tıpkı bir parmak izi gibi beslenme programınızı size özel bir şekilde hazırlıyorum. İşte bu yüzden internette gördüğünüz, arkadaşınızdan duyduğunuz ve hazır gördüğünüz her diyet size uygun olmayabilir.
Diyet aslında aç kalmak, yememek ve zayıflamak için yapılması gereken bir iş değildir. Diyet programlarını internetten, arkadaştan veya başka bir yerden alan insanlar bu kanıyı yaratmıştır. Aç kalarak zayıflamaya çalışmak asla yapılmaması gereken ve sağlığınıza zararlı bir davranıştır.
Diğer bir yanlış bilinen şey, diyetin zayıflamak için yapıldığı kanısıdır. Diyet sizi zayıflatır evet, ama asıl amacı sizi zayıflatmak değil sağlıklı beslenmenizi sağlamaktır.
Diyet bu yüzden yanlış yapılırsa korkulması gereken, doğru yapılırsa sağlıklı ve mutlu olmanızı sağlayacak bir araçtır. Bedeninizin ihtiyacı olan her şeyi aç kalmadan, istediğiniz şeyleri yiyerek sağlayabilirsiniz. Önemli olan doğru şekilde, uzmanlar tarafından ölçümleriniz ve analizleriniz doğrultusunda hazırlanan programlar ile yapmaktır.
Diyet demek, her gün yediğiniz yemeği kısıtlayıp, zayıfladıktan sonra istediğinizi yiyebildiniz bir süreç değildir. Diyet, sizin aslında yemeniz gereken şeylerden oluşan, uzmanlar tarafından hazırlanmış size özel bir programdır. Vücudunuzu sağlıklı şekilde besleyebilmek için önce ihtiyaçlarını ölçümlemeli ve analizleri yapılmalıdır. Sonrasında sizin istekleriniz doğrultusunda en uygun program hazırlanır ve size verilir.
Verilen program bir kerelik değildir. Sürekli olarak ölçümler devam etmeli ve süreciniz takip altında olmalıdır. Eğer yeme alışkanlıklarınızı ve sağlığınızı düzeltmek istiyorsanız çaba sarf etmelisiniz.
İdealist bir Diyetisyen olarak ben, burada en önemli faktörün kişinin bedeni değil, zihni olduğuna inanıyorum. Çünkü değişim önce insanın zihninde başlar. Psikolojinizi değiştirmeden, bedeninizi değiştiremezsiniz. Bu yüzden danışanlarıma her zaman Diyetisyenlik hizmetim ile beraber Psikolojik Danışmanlık hizmetini de veriyorum. Kişinin psikolojisine göre hazırladığım programlar her zaman daha iyi sonuç veriyor.
İşte bu yüzden diyet programları mutlaka kişinin psikolojik durumu göz önünde bulundurularak hazırlanmalı, bu program ile beraber verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir kişiye nasıl hissettiğini sormadan ne yemesi gerektiğini söylemek, kişinin psikolojisini anlamadan bedenine müdahale etmek bu yüzden yanlış hareket olur.
Öncelikle diyet denilince hemen akıllara aç kalma, sürekli bir şeyler yemek istediğiniz, sonunda kötü biten programların gelmesi çok yanlış. Hazır programlar farklı kişileri göz önünde bulundurmadan hazırlanır. Bu yüzden kilo vermek için uyguladığınız diyet, size uymadığı gibi sonunda daha çok kilo almanıza sebebiyet verebilir.
Bu yüzden ilk işimiz her zaman kişinin ölçümlerini yapmak, kan tahlili ve diğer ölçüm işlemlerini tamamlamaktır. Ölçüm yapılmadan program yazılması çok yanlıştır. Kişinin ölçümleri tamamlandıktan sonra ona uygun programı hazırlanır ve uygulanır.
Bu programı uygularken önemli olan psikolojik etmenlerdir. Örneğin, keçi sütü yemeyen birisine program hazırlarken keçi sütü peyniri yazarsanız, sağlık için yapılan şey işkenceye dönüşür. İrade kırılır ve sonunda daha kötü bir tablo ile karşılaşabilirsiniz. Bunun dışında diğer psikolojik etmenleri değerlendirerek program yazmak gerekir.
Diyet yaparken mutlu olmanın sırrı sağlıklı beslenirken aynı zamanda istediğiniz ve sevdiğiniz şeyleri yiyebilmektir. Bunu sağlamak için ölçümlerden sonra danışanlarımla birebir görüşerek program hazırlarım. Danışanlarımın sevmediği, onları ve günlük rutinlerini etkileyecek şeyleri isteğe göre şekillendirerek sunarım.
Bu sayede sağlıklı ve mutlu şekilde beslenme alışkanlıklarınızı değiştirebilirsiniz. Kazandığınız yeni alışkanlıklar, size hem mutluluk, hem sağlık tarafından kazanç sağlar.